Yardım Eli;
Bir kış günü, her taraf beyaza bürünmüş bacaları tütüyordu evlerin. Bir ev dikkatimi çekmişti ne ışıkları yanıyor ne de bacası tütüyordu. Kimselerin dikkatini nasıl çekmedi bunca zaman diye kendi kendime sorular sordum ve o gün evden çıkanları izlemeye koyuldum.
Evden ilk çıkan dalgalı siyah saçlı, sakalları hafif ağırmış ve boynu bükülmüş biriydi. Ardından simit sepetiyle kapıyı bir çocuk araladı çıkarken annem ilaçlarını akşam gelirken getireceğim, seni seviyorum diyerek kapıyı çekti. Usulca yanına doğru yöneldim.
-Merhaba ben Mehmet, arkadaş olabilir miyiz dedim.
-Tabi ki arkadaş olabiliriz ama akşam; çünkü simitleri satıp eve para getireceğim!
Bu arada benim adım Hasan dedi.
Heyecanla aksam olmasını bekliyordum. Eve gidip anneme arkadaş edindiğimi aksam oynayacağımızı söyledim. Annem derslerini bitirirsen tabi ki oynayabilirsin dedi. Derslerimi bitirmiş camdan onun gelişini gözlüyordum. Heyecanlı bir şekilde eve geldi elindeki simit sepeti boştu. Ardından babası geldi. Anneme Hasanlara gitmek istiyorum dediğimde şu an olmaz yeni geldiler bir saat geçsin, yemeklerini yesinler dedi. Saatin dolmasını bekleyip onların kapısına gittim. Kapı aralık kaldığı için dışarıya doğru sesler yankılanıyordu.
-Yine mi iş bulamadın, kış günü nasıl geçiniriz! Çocuk okuldan gelme ile simit satıyor sen ya iş bulamıyor ya da yarım iş parası alıyorsun, sorumsuzluk seninkisi!
-Hanım! Aksama kadar kapı kapı dolanıp iş arıyorum kimi kişiler su gün vereceğiz diyor, kimisi ise yarım yevmiye verip işine gelirse çalış diyor. Ben çocuklarımın boynu bükük kalmasın diye her şeye koşuyor, her iste çalışıyorum diyordu. O an kapıyı tıklatıp Hasan diye seslendim. Hasan ailesi ile tanıştırdı. Annesi gelmemden hoşlanmasa da güzel vakit geçirdik.
*
Aradan günler geçti ben Hasanlara gittikçe onların acı dolu hayatlarına şahit oluyor, umudun tükendiği yerde yeşermesine, yoklukla başa nasıl çıkılır ve evlerinde yemeye hiçbir şeyleri yokken varmış gibi nasıl gösterilir bunları öğreniyordum onlarda kaldığım sürede.
Babamla annem aralarında bu çocuk çok değişti önceden sorumsuz ve istekleri bitmeyen biriyken buradaki arkadaşıyla tanışalı güzel düzelme oldu arkadaşı ve ailesiyle biz de tanışalım diye aralarında konuşup annem komsuya aksam size geleceğiz müsaitseniz demiş fakat onlar müsait olamadıklarını söylemişti. Annem babama ben onlara gitmem kadın istemiyor dedi. O an anne onların evinde hiçbir şey yok. Akşamları lamba yanmıyor mum ışığında oturuyorlar, üşümemek için ise erken yatıyor, karınlarını doyurabilmek için Hasan simit satıyor okul çıkışı ve babası ise gitse de çok para alamıyor deyince babam bir şirkette müdürlük yaptığı için onlara giderek ise alim var düşünür müsünüz, diyerek onu işe aldı? Birkaç ay sonra ailelerimiz görüşmeye başladı. Babası her buluşmada minnet duyuyor, onlara hayat borçlu olduğunu söylüyordu. Babam mütevaziliğiyle siz işinizde güzel çalışıyorsunuz deyip konuyu kapattı.
Hasan artık simit satmıyor sadece ders yapıyordu. Hatta anlamadığım konularda bana yardımcı oluyor en çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri olmuştu.
*
Yıllar çok çabuk geçmişti bizler farklı şehirlerde üniversite kazandık. Hasan Hukuk fakültesini birincilikle bitirmiş, ben ise İşletme bölümünü babamın zoruyla bitirmiştim.
Hasan kendi bürosunu kurdu, ben babamın çalıştığı şirkette görev aldım. Babamla öğle yemeğimizi yerken telefon çaldı, arayan Hasan’dı. Müsait saatimizde bizi ziyaret etmek istiyordu. Belirlediğimiz saatte Hasan gelmiş, babamın boynuna sarılıp güzel yürekli amcam sen bize el açtın ve ben şuan senin sayende avukat oldum bir oğlunda benim kabul edersen diyerek elini öpmek için eğildi ve devam etti sözlerine.
Amcam sen bizim durumumuzu görmezden gelmiş olsaydın bizim ailemiz dağılır, birbirimizden kopardık. Babam eve ekmek getiremediği günlerde gözü yaşlı odasına girer bizi görmek istemezdi; çünkü bizim ondan isteklerimiz olacağını düşünür, alamayacağı için saklanırdı. Ben ve kız kardeşim babam üzülmesin diye hiç çikolata istemedik. Canımız çektiğinde hayal alemine gidip yiyormuş gibi kurgu yaparak kendimizi mutlu etmeyi öğrenmiştik. Sizler ne zaman ki babamı işe aldığınızın ilk akşamı eve getirdiği kocaman bir çikolataydı.
Bizim hayatımıza dokunduğunuzu kız kardeşimin ve annemin yüzünde mutluluktan göz yasları aktığında anladım. İşte bende sizin gibi yardımsever olup zora düşenlerin elinden tutup onlar için yaşayacağım sen öğrettin birlik ve beraberliğin getirdiği güzellikleri deyip tekrar sarıldı.